Günümüzün ekonomik şartları, insan ilişkileri ve global dünyanın hızlı değişimi göz önüne alındığında, çoğumuz sık sık stres, anksiyete, korku gibi negatif duygularla boğuşuyoruz. Stoacılık felsefesi, hem gündelik sorunlarla, hem de tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük acılarla baş edebilmemiz, olası problemler esnasında duygularımızı kontrol edebilmemiz için geliştirilmiş bir kuramdır. Antik bir kuram olan bu felsefe, modern Dünya'yı da kolaylaştıracak bir takım teknik ve tespitler sunarak çağının ötesinde olduğunu gözler önüne seriyor. Stoacılık rehberliğinde içsel huzura yolculuk başlıklı bu yazımızda kısa ve öz bir şekildu konuyu işlemeye çalıştık. İyi okumalar dileriz.
Stoacılığın Temel Prensipleri
Heraklitos’un "logos"unu kabul eden bu felsefe, dünyadaki en yüksek değeri doğa kabul ederken, onunla uyum içerisinde yaşayarak akla; akabinde aklı ve rasyonaliteyi kullanarak erdeme ulaşmayı hedefliyor. Bir yandan da doğaya boyun eğmemiz ve teslim olmamız gerektiğini vurguluyor. “Teslimiyet” kavramını ilerleyen kısımlarda daha iyi anlayacağız. Stoacı felsefeye göre erdem; dürüstlük, cesaret, bilgelik, ve ölçülülük olmak dört kısımda incelenen bir terimdir. Erdeme ulaşmak için bu unsurları barındırmamız gerekir.
Duygusal Kontrol ve Stoacılık
Stoacılık, korku, kaygı, üzüntü, öfke, kıskançlık gibi duyguları istenmeyenler kategorisine koyarken, aşk, sevgi, heyecan gibi duyguları kabul etmektedir. Ancak bu duyguların hepsinin bir sınırı olduğunu belirtir. Örneğin, bir asker için öfke bazen faydalı olabilirken, günlük hayatta zararlıdır. Aşk gibi duygular da aşırıya kaçıldığında insan aklını engeller. Stoacılığın temel yapı taşı olan “kontrol” burada devreye girer ve stoacılığın asıl amacının insanın kendisini ve duygularını kontrol etmesi olduğunu anlarız.
Marcus Aurelius ve "Negatif Görselleştirme" Tekniği
161-180 yıllarında Roma imparatorluğu yapmış Marcus Aurelius, tam adı ile Marcus Aurelius Antoninus Augustus, Roma’nın son beş büyük imparatorundan sonuncusudur ve aynı zamanda stoacılık felsefesinin önde gelen temsilcilerinden birisidir. Kendisi bizlere, duygularımızı ve başımıza gelen kötü olaylar karşısında tutumumuzu belirleyebilmemiz ve kontrolü kaybetmememiz adına pek çok ipucu vermektedir.
Aurelius her sabah kalktığında “negatif görselleştirme” adı verilen tekniği uyguluyor ve her sabah kendisine “Bugün başıma en kötü ne gelebilir?” sorusunu sorarak Ordusunun yenildiğini, tahtını kaybettiğini, bir yakınının öldüğünü veya yönetim ile ilgili büyük hatalarının olduğu senaryoları düşünerek kendisini bekleyen sürprizlere hazırlamayı amaçlıyor ve bu potansiyel aksilikler üzerindeki kontrolünü/tutumunu belirliyor. Bu bağlamda Stoacı Felsefe, kontrolümüzün olmadığı olaylara karşı bizi hazırlamaya çalışıp, bu olaylar hakkında hayıflanmak yerine, kontrolün elimizde olduğu noktalara odaklanmamızı öğütlüyor.
Epiktetos'un Bakış Açısı
Epiktetos'a göre yenilmez insan, “Seçim alanı dışında kalan hiçbir şey karşısında kaygılanmayan biri”dir.
“Geminin kaptanını, tayfasını, yolculuk gününü ve zamanını belirleyebilirsin. Sonra bir fırtına kopar ve senin üzerine düşen yalnızca sana ait olanı korumaktır, gerisi ise kaptanın görevidir. Gemi batarsa ne yapabilirsin? Yalnızca elinden geleni; korkuya kapılmadan, çığlık atmadan; Tanrı’yı suçlamadan ve varolan her şeyin birgün biteceğini bilerek; ölümsüz bir varlık değil küçücük bir insan olduğun için, tıpkı bir günün herhangi bir saati gibi sıran geldiğinde hazır olmalı ve sona ermen gerektiğinde sona ermelisin.”
-Epiktetos
Epiktetos'un kuramlarına göre stoacı felsefe ile modern teizmi bağdaştırmak ve benzer noktalar bulmak mümkündür. Örneğin İslam’da yer alan “tevekkül” kavramı da buna benzemektedir. Semavi dinlerden ayrılan noktası ise, stoacı felsefede ahiret inancı ve tanrı her yerdedir. Doğanın her noktasına yayılmış şekildedir. Doğa her şeydir.
Stoacılığın Modern Psikoterapiye Etkisi
Stoacılık felsefesi günümüzde psikoterapide, özellikle "akılcı duygusal davranışçı terapi"de etkili olmuştur. Bu terapinin kuramcısı Albert Ellis, insanların olayları yorumlama şeklini değiştirebileceğini belirtmiştir. Örneğin, geçmişteki başarısız bir ilişki nedeniyle korku yaşayan bir birey, bu terapi ile olaylara bakış açısını değiştirebilir ve geçmiş ilişkisini bir tecrübe olarak görmeye başlayabilir. Epiktetos’a göre “İnsanın hüsranı başına gelenlerden değil, başına gelenleri yorumlayışından kaynaklanır.”
Sonuç: Stoacılığın Günlük Yaşamımıza Etkisi
Sonuç olarak, stoacılık felsefesi, hem antik zamanlardan hem de Marcus Aurelius gibi önemli düşünürlerin yaşamlarından alınan derslerle, günümüz dünyasında hâlâ büyük bir değere sahip. Bu felsefe, bize kendi duygularımızı tanımayı ve kontrol etmeyi, aynı zamanda olası olumsuz durumlar karşısında hazırlıklı ve dirençli olmayı öğretiyor. Stoacılığın, duygusal dengemizi korumak ve zihinsel sağlığımızı geliştirmek için sunduğu araçlar, modern terapi yöntemleriyle paralellik gösteriyor ve bize, yaşamın zorluklarıyla başa çıkmak için güçlü bir zemin sağlıyor.
Heraklitos’un logosunu benimseyerek doğa ile uyum içinde yaşamayı ve aklı kullanarak erdeme ulaşmayı hedefleyen stoacılık, bugünün hızlı ve stresli dünyasında bir sığınak, bir rehber görevi görüyor. Marcus Aurelius ve Epiktetos gibi stoacı düşünürlerin öğretileri, sadece tarih kitaplarında kalmayıp, bizim de iç huzuru bulmamız ve daha dengeli bir yaşam sürdürmemiz için yol gösterici oluyor. Stoacılığın bu evrensel ve zamansız ilkeleri, yaşamın kaotik denizlerinde bize bir pusula, anlam arayışımızda ise bir ışık kaynağı olmaya devam ediyor.
Bu yazımızda stoacılığın temellerini ve modern yaşamdaki uygulamalarını inceledik. Umarım, bu antik felsefenin derinlikleri, sizin de yaşamınızda pozitif bir etki yaratır ve günlük zorluklarla başa çıkmanızda size yardımcı olur. Esenlikler dileriz.
Comments