top of page
Tarihin Dönüm Noktaları

Kara Veba : Dünya Tarihini Değiştiren Salgın

Kara Veba, 1331 yılında Çin’de ilk kez ortaya çıktığı kabul gören, 1347 yılında Moğolların Kırım’daki bazı ticaret limanlarını fethetmesi sonrasında deniz ve ticaret yoluyla Avrupa’ya yayılmaya başlayan ve 70 milyon kişinin ölmesine neden olan yıkıcı bir pandemidir. Hastalık, genellikle siyah renkte cilt lezyonlarına ve vücudun çeşitli bölgelerinde şişliklere yol açar. Bu semptomlar, hastalığın "kara" adını almasının nedenlerindendir. Skolastik düşüncenin yıkılması, Kilise’ye riayetin azalması, Protestanlığın doğuşu, Avrupa’da “Karanlık Çağ” dan çıkış ve Rönesans’ın doğuşu gibi pek çok olaya dolaylı olarak sebebiyet veren bu salgın; bilimin ve medeniyetin gelişmesine, Dünya tarihinin kökten değişmesine yol açmış mühim bir olaydır.
Şehirlerde Kara Vebanın Öldürdüğü İnsanlar , Cesetler
Şehirlerde Kara Vebanın Öldürdüğü İnsanlar

Kara Veba’nın Orta Asya’dan Avrupa’ya Yayılması


İlk olarak Çin’de ortaya çıktığı kabul gören bu hastalık, Moğolların Kırım’ın zenginliklerinden yararlanmak için ticaret limanlarına saldırması ile Avrupa’ya ilk temasını gerçekleştirdi. Moğollar içerisinde de yaygın olan bu hastalık, ölen Moğollu askerlerin Mançınıkla şehre atılarak, fetihten önce şehirde hastalığın yayılması amaçlandı. Savaş tekniği olarak kullanılan hastalık daha sonraları Moğolların limanı fethetmesiyle ticaret, deniz seyahatleri gibi etkileşim yollarıyla tüm Avrupa’da yayıldı.


Mançınıkla Vebalı Asker Atan Moğollar
Mançınıkla Vebalı Asker Atan Moğollar


Karanlık Çağ Avrupası’nın Konjonktürü


Kara veba esasen pireler ve fareler tarafından hızlıca yayılan bir hastalıktır. O günün skolastizmi bu hastalığın yayılmasını hızlandıracak bir tutum sergilemiştir. 1233 yılında Avrupa’da bir papa “Şeytanlar yarı kedidir”, “Şeytanlar kedi kılığına girebilir” gibi söylemlerde bulunmuş, 1484 yılında başka bir papa “kediler cadının idolüdür” gibi mesnetsiz ithamlar yaparak Kilise’nin sarsılmaz hiyerarşisinin de etkisiyle halkta toplu kedi katliamlarına yol açmıştır. Ekolojik dengeyi bozan bu hadise, farelerin sayısının artmasına ve vebanın hızla yayılmasına olanak sağlamıştı.


Toplu dua organizasyonları düzenlenerek halk içindeki temasların artması yine salgının hızla yayılmasına sebep olan faktörlerden biriydi. Öyle hurafeler dönüyordu ki, vebanın “bakış” yoluyla geçtiği dahi söyleniyor ve insanlar birbirine bakmamaya çalışıyor, sosyal hayatı azaltıyorlardı. Hafta’da ortalama 10.000 kişi ölüyor, şehirler cesetlerle doluyordu. Şanslı olmayanların mezarı dahi olamıyor, şehirlerde mezar kazılacak alan bulunamıyordu. O günün Avrupa’sında temizliğe hiç önem verilmediği için salgının hızla yayılmasına zemin hazırdı.


Toplu dua ayinleri
Toplu dua ayinleri

Kilisenin Sorgulanması ve Skolastik Düşüncenin Zayıflaması

Papalar bu salgına Tanrı’nın gazabı diyor ve günahkarların öldüğü söyleniyordu. Papaların da ölmeye başlaması halk nezdinde güvenlerini sarsan bir duruma yol açmıştı. Bir süre sonra kedilerin fareleri yiyerek salgını azalttığını keşfeden vatandaşlar, “hani kedi şeytan işiydi, tam aksi insanın en yakın ve kutsal dostudur” şeklinde kilisenin aksi görüş takınıyor, toplu dua ayinleri yerine doktorların tavsiye ettiği karantina ve temizlik önlemlerinin işe yaradığını görüyordu.


Gagalı Doktorlar
Salgından Etkilenmemek İçin Maske Takan "Gagalı Doktorlar"

Zengin, fakir, dindar farketmeksizin herkes öldüğü için “Carpe Diem” felsefesi güçlenmiş, dini inançla yaşamak yerini anı yaşamaya, zevk ve eğlence temelli bir hayat sürmeye insanları teşvik etmişti.

Carpe Diem
Carpe Diem!

Salgının Bitişi ve Karanlık Çağ’dan Çıkış

Kiliseye güven oldukça azaldığı için, kutsal kabul edilen kitaplar yerine bilim, sanat gibi kitaplara ilgi artmıştı. Coğrafi keşifler yapılmaya başlanmış, İncil ve Tevrat’ta yazmayan yerlerin keşfiyle kutsal kitapların dışında da hayat varmış algısı güçlenmişti.


Kilise’nin baskısından hali hazırda bıkan halk, Avrupa nüfusunun oldukça azalmasıyla birlikte zenginleşmiş, ticaret canlanmış ve refah seviyesi artmıştır. Rönesans’a zemin hazırlanmış, bilim ışığında bir gelecek inşası başlamıştı. Katolik kilisesinin zayıflamasıyla Protestanlık çıkmış, “Protestan ahlakı” gibi kavramlar gündelik hayatta insanları gelişmeye ve modernleşmeye sevketmiştir. Skolastizmden çıkışla beraber üretim, ticaret, girişim artmış ve kapitalizm ortaya çıkmaya başlanmıştır. Artık Avrupa Karanlık çağında değil, Güçlü bir kıta haline gelmeye başlamıştır.


Salgının Osmanlı’ya Etkileri

Kaynaklarla tam olarak belirlenememekle birlikte Orhan Gazi’nin 1362 yılında Veba yüzünden öldüğü genel kabul gören bir görüştür. Temizliğe Avrupa’ya göre daha fazla önem veren, kedileri katledip ekolojik dengeyi sarsmayan Osmanlı Avrupa’ya göre daha az etkilenmiştir. Ancak yine de bu salgın Osmanlı’nın da kaderini değiştirmiştir. Birçok vatandaş hatta padişah ölmüştür.


Sonuç : Pandeminin Kalıcı Mirası

Kara Veba, dünya tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve bu salgının sonuçları yüzyıllar boyunca hissedilmeye devam etmiştir. Bu yıkıcı pandemi, insanlık üzerinde derin ve kalıcı izler bırakmış, sosyal yapıları, ekonomik sistemleri ve dini inançları temelden sarsmıştır. Avrupa'nın Karanlık Çağ'dan çıkışına ve Rönesans'ın aydınlık dönemine geçişine katkıda bulunmuş, bilim ve sanatın gelişimine zemin hazırlamıştır. Aynı zamanda, Kilise'nin otoritesinin zayıflaması, Protestanlığın doğuşu ve kapitalizmin filizlenmesi gibi önemli sosyo-ekonomik değişimlere yol açmıştır.

Son tahlilde, Kara Veba, insanlık tarihindeki trajediler arasında özel bir yere sahiptir. Bu pandemi, insan topluluklarının karşılaştığı zorluklar karşısında direnç gösterme kapasitesini, adaptasyon yeteneğini ve değişime açık oluşunu göstermiştir. Tarih boyunca yaşanan bu dönüşümler, bugünkü modern dünyanın şekillenmesinde kritik rol oynamıştır. Kara Veba'nın mirası, gelecek nesiller için hem bir uyarı hem de ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page